Ben O’nun elleriyim, O benim gözlerim!
Diğerinin elleri olabilmek, O’nun da gözleriniz olabilmesi. Mümkün mü? Buyrun Çin’e gidiyoruz.
Jia Haixia ve Jia Wenqi, Pekin’de Yeli Köyü’nde yaşıyorlar ve 10 yıldır her sabah 7:00’de ormandaki işlerine beraber gidiyorlar. Ormana giden yolda Wengi rehberlik ediyor, çalışma alanlarına geldiklerinde de görevleri olan ağaç dikimini Haixia üstleniyor. Birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar, çünkü bu birliktelikte Wengi gözler, Haixia ise eller.
Haixia 3 yaşında geçirdiği kazada ellerini, Wenqi ise doğuştan itibaren sınırlı olan görme yetisini 2001 yılında tamamen kaybediyor. Kalplere dokunan bir hikaye.
Onları birarada tutan sadece dostlukları ve gelir elde etmek için çalışma zorunlulukları değil, aynı zamanda işlerine tutkuyla bağlı olmaları ve üretme istekleri. Yaptıkları işte, önemli bir rekora da imza atmışlar. Bölgenin doğal afetlerden korunması için başlatılan seferberlikte 10 yılda 13,000 ağaç dikerek dikkatleri çekmişler. Başarılarının sırrının, eksikliklerine değil, birbirilerinden aldıkları güce odaklanmaları olduğunu söylüyorlar.
Birbirinden aldığı güçle beslenmek. İş hayatında da tam aradığımız yaklaşım değil mi? Neden, takımlarda işbirliğini halen istediğimiz kalitede oluşturamıyoruz?
Çünkü her birey gördüğünün ve hissettiğinin en doğrusu olduğuna inanıyor. Görüşünün sınırlı olabileceği, diğerinin farklı hissedebileceği aklına bile gelmiyor.
İşte bu yüzden kişisel farkındalık her türlü gelişimin başlangıç noktası. Hatta çok erken yaşlarda kazanılması için müthiş fırsatlar var.
Bazı okullarda artık alıştığımız tarzda veli toplantıları yok. Hani o, velinin öğretmenle konuştuğu ve öğrencinin orada bile olmadığı görüşmeler. Hakkında değerlendirmenin yapıldığı ve kararların verildiği, öğrenciye sadece deklare edilen aksiyonlar.
Devir değişti! Artık öğrenci dönem boyunca neler öğrendiğine dair bir sunum hazırlıyor ve ailesi, öğretmeni ile bunu paylaşıyor. Velinin görevi soru sormak! (yoksa yine koçluk mu?) Dersleri ve çalışmaları hakkındaki düşünceleri, tekrar yapsa neyi farklı yapacağı, ona nasıl yardımcı olabileceği gibi sorular soruyor.
Hayal bu ya!
Dünyanın bir yerinde, bir şirket varmış. Orada çalışanlar dönem sonunda kişisel performanslarını kendileri değerlendirir, buna dair yöneticileri ve ekip arkadaşları ile paylaşımda bulunurlarmış. Hatta her değerlendirmenin sonunda da ekip birbirini nasıl destekleyeceğini konuşur, giderek güçlenirmiş.
İmkansız mı dediniz? Sebep sonuçtur, sonuç sebeptir.
*PERYÖN - PY Dergi'de yayınlanan yazım.